|
Ey dostum, aşka
kim söz geçirebilir? İnsan denen o, en değişken bileşimdeki, en yalın
acayip şeye?
[Goethe]
Hayat bildiğin
gibi değil!
Seni her düşündüğümde "bir ümit" diye sayıklıyorum. Unutmam gerekirken senli zamanları, hâlâ hasretim ben senli zamanlara. Niye yapıyorum ki bunu
kendime? Hayat bildiğin gibi değil. Bir şeyleri umursamayı gerektiriyor çoğu zaman.
[tıklayın]
Joseph K.'yım işte ve direniyorum size!
Hani bazen kendi kimliğimizden yanılgıya düştüğümüz anlar vardır... İçimizin yalan makineleri tam kapasiteyle çalışır... Ve ilkin kendimizi kandırırız, başkaları bu kandırmacanın tuzaklarında
yokolur...Ama kaybeden biz oluruz!.. Günü yaşamak adına seriliriz
hayata...
[tıklayın]
Birden fazla olmanın derin anlamı
Kandırdılar
beni. Hem de fena halde. Hayatı yüzüne gözüne bulaştırmak olsa olsa böyle bir şeydir. Neden bir takım gerçekleri yaşamadan kabullenmek mümkün
olmuyor? Neden acılarla bu denli içli dışlı olmak zorundayız? Hayatın rezilliğine, kaypaklığına gözyummak yakışır mı
“insan” olmaya soyunanlara?
[tıklayın]
Fillerin ölümü!..
Bu şehrin insanları birbirini tanımıyor hiç. Bir yatakta
yatanlar, bir bardaktan su içenler en yabancı. Ve ruhlar hep uzakların özleminde. Kimilerine göre ölümü özlüyor hep
insanlar, uzaklara şarkılar yazmak hep ölümün kışkırtıcı kandırmacası... Kimileri kavuşmayı gitmekten uzak
buluyor. Yorgunuz!.. [tıklayın]
Saatler hep aynı noktada
Yaşananlar iz bırakmadan yitip
gidiyor... Güncesi bile kendinin değil artık. Birinci tekil şahısla başlayan tek cümlesi
yok. Belleğinde zaman durdu. Hareket dondu. Işık söndü. Düşüncesinin oluşturduğu
hayat, ikinci baskı, üçüncü baskı, dördüncü baskı... Hep
tekrar... Hep onunla yaşadıkları. Geçmişten nefes alıyor, geçmişe nefes
veriyor.
[tıklayın]
|