|
"Ne yapmak lazımmış? / Sağlam bir dayı bulup çatmak, sırnaşık
gibi, / Yerden etekleyerek velinimet sanmak mı? / Kudretle davranmayıp, hileyle tırmanmak mı? / İstemem eksik
olsun!.." [Cyrano]
Cyrano De Bergerac
Hepimizin içinde
vardır biraz ondan!
Cyrano De Bergerac...
Edmond Rostand'ın oyun kahramanı... O güzel oyunda böyle sesleniyor insanlara...
Daha bir çok şekilde sesleniyor bizlere ama O'nu anlamak için hem oyunu, hem de kitabı içimize sindirerek
izlememiz/okumamız gerekiyor.
***
İlk kez 27 Aralık 1897 gecesi, Porte–Saint–Martin tiyatrosunda sergileniyor
Cyrano De Bergerac... Ve büyük bir ilgi görüyor... Ele alınan konu ve oyun kahramanının çizgisi etkiliyor insanları... Ve o günden bugüne kadar da etkilemeye devam
ediyor.
Tiyatroya ilgi duyanların çok iyi tanıdığı bir kahramandır
Cyrano De Bergerac. Hatta, öyle bir karakterdir ki, insanların içerisinde farklı farklı yaşar.
En ünlü tarafları ise; meşhur tiradları, düello yaptığı kişilere bir balad okuma müddeti kadar zaman tanıması ve her seferinde
"balatın sonunda bitirtir işin" demesi, korkusuzca yüz kişiye meydan okuması ve uzun, belki de normalden çok uzun meşhur bir buruna sahip olması, özenle gizlediği aşkı ve haykırdığı
onuru, savaş sırasında gündü iki üç defa geçerek Roxane'a mektup göndermesidir...
Cyrano De Bergerac, işte bu yönleriyle bugüne kadar canlı kalabilmiştir ve hâlâ yüreklerde yer
bulabilmektedir.
Oyun, 17. yüzyıl Fransa'sında geçiyor. Fransa ve İspanya arasında büyük bir savaş yaşanmaktadır. Savaşın verdiği zorlukları en çok halk hissetmektedir ve sefaletin açık bir şekilde yaşandığı görülmektedir. Ve olumsuz tablo içerisinde halkın yanında yeralan bir kahraman çıkıyor
ortaya: Cyrano De Bergerac.
En kırılgan yanlara olduğu kadar en yalvaç yanlara da hitap eden bir kahraman. Hem şair, hem aşık ve hem şövalye. Hem de öyle bir şövalye
ki, kılıcını da dili kadar ustaca kullanıyor.
Fakat bir kusuru var. Biraz uzun bir kusur...
Burnu... Yüzüne bakıldığında bir insanda ilk anda gülme hissi uyandıran ve
Cyrano'nun da çok utandığı bir burun... Uzun, hem de çok
uzun... Belki de burnunun uzunluğundan dolayı kibirli değil ama, "onurlu". Onuru ve aşkı için mücadele eden bir
kahraman.
Cyrano, kuzeni Roxane'ı seviyor.
Roxane ise Cyrano'nun kendisine karşı hissettiği duygulardan uzak
Christian'ı. Cyrano tam anlamıyla bir duygu adamı ama
Christian, bunun tam tersi bir mizaç. Cyrano'da iç güzelliği,
Christian'da ise dış güzelliği var. Roxane ise, aşkın tarif
edilmesinden, güzel sözler söylenmesinden yana.
Ve bu üç karakter arasında, aşkın maddi güzelliğe giden bir serüvene şahitlik
ediyoruz. Christian'ın zor durumda kaldığı şairane söyleyiş konusunda,
Cyrano'nun yazdığı mektuplar imdada yetişiyor.
[Cyrano'nun ağzından
kendisi...]
|