Marguerite Duras'tan;
Ömre set çeken toprak

     Çocukluğunu yaşadığı Çin Hindi’nin etkisini pekçok eserinde hissettiren Marguerite Duras yine aynı yerden sesleniyor, bizlere...
     Fransız sömürgesi altındaki bu ülkede bir annenin toprağa, hükümete, çocuklarına ve yalnızlığa karşı verdiği mücadeleyi anlatıyor. Bu roman da diğerleri gibi hayatından izler taşıyor. Çünkü Pasifik’e olduğu gibi hayata karşı da bent çekmek zor...
     Zor hayatların, zor aşkların ve finalde de zor ölümlerin kadını Marguerite Duras. 81 yaşında öldüğünde ülkesinde ve dünyada bu özellikleriyle anıldı. 
     Çok küçük yaşlarda yaşadığı büyük aşklarda büyük acılar çekti. Ama bunları açıklamaktan geri durmadı (Aşık olduklarından biri de geçtiğimiz yıl ölen Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand’dı). Gazetecilik hayatında zor röportajlar yaptı. Hayatının yansıması olan manidar sorularla ünlüleri köşeye sıkıştırdı. 
     Senaryoları ve romanları onu dünyaya ulaştırdı. İçinde hep zor kadını barındırdı. Kendi hayatından kesitler bulunan “Pasifik’e Karşı Bir Bent”te de Fransız sömürgesindeki Hindi Çin’inde yaşayan bir Fransız öğretmenin zor hayatını anlatıyor.Köylü bir aileden gelen Anne, iyi bir öğretmen olduktan sonra 1899’da Fransa’nın kuzeyinde bir köyde öğretmenliğe başlar. O sıralar sokaklarda asılı afişlerden henüz etkilenmemiştir: “Sömürge ordusuna katılın”, “Gençler, sömürgelere gidin, servet sizi orada bekliyor”. Ardından kendisi gibi bir öğretmenle evlenir. Birlikte bir maceraya atılırlar. Sömürgelerdeki eğitim kadrolarına başvurularını yaparlar ve büyük sömürge Çin Hindi’ne atanırlar. Suzanne ve Joseph doğduklarında toprakla mücadele henüz başlamamıştır. Bunlar mutlu günleridir.
     Baba öldüğünde hayatın gerçek yüzüyle karşılaşır Anne. Çocuklarının geleceğini garanti altına almak için toprak satın almaya karar verir. Fransızca öğretmenliğinden piyanistliğe kadar gitgide bayağılaşan işlerde on yıl çalışır. Biriktirdiği parayla iyi kötü bir toprak alır. Ama ilk yıl ektiği ürün Pasifik’in yükselmesi sonucu tarlasına dolan sularda kaybolur. Bölgede ekilebilir toprakların değerinin iki katına satıldığını, bu paranın yarısının da tapu memurlarına rüşvet olarak verilmesi gerektiğini öğrendiğinde iş işten geçmiştir. Yılmaz, köylülerle birlikte bir bent kurar. Pasifik bu benti de aştığında Duras’nın romanı başlar. İki çocuğun evlerini terketme isteği, umutsuzluklar, yoksulluk, alkol ve ahlaksızlık da birlikte sökün eder.
     Suzanne, tıpkı “Sevgili”deki gibi bir zenginin arabasına ve parasına tutulur. Genç Joseph, tıpkı “Sevgili”deki gibi sert ve yıkıcı bir karakter çizer, aşkları bu hırçınlığının boyutunu daha da artırır. Anne ise hastadır, sinirleri iyice yıpranmıştır, yalnızdır. Son sinir krizini, Suzanne yokken geçirir. Toprak bir kez daha galip gelmiştir.

---------------------------------------------------------------------------
[italik düşünceler] [şiir defteri] [edebiyat] [portre] [günlük] [editör]